



Dentin hassasiyetinin oluşmasında iki etken önemlidir. Bunlar mine kaybı ve dişeti çekilmesi sebebiyle dentin yüzeyinin açığa çıkması ve dentin tübüllerinin oral kavite ve pulpaya doğru açık olması gereklidir. Yani, dişeti çekilmesiyle veya diş eti hastalıkları nedeniyle diş köküne doğru olan bölgede dentin dokusu açığa çıkar ve hassasiyet oluşur. Diş çekilmesi oldukça yaygın bir durumdur. Diş kökünde mine gibi koruyucu bir diş tabakası olmadığından aksine yumuşak bir tabaka olan sement kökleri vardır. Bu yumuşak dokunun bozulması, kayıp olması sonucunda diş kökündeki dentin açığa çıkar.
Blumia hastalığı, yani kişinin kendi kendini kusturması da ağız içinde oluşturduğu asitler nedeniyle diş erozyonuna ve hassasiyete yol açar.
Aşındırıcı oranı çok yüksek diş macunu kullanılması diş minesinin aşınmasına ve diş yüzeyinin erimesine neden olur. Böylece dentin tabakası açığa çıkar ve hassasiyet oluşur.
Isırma stres testi, perküsyon testi, hava spreyi ve soğuk su gibi ısı testleri, oklüzyon değerlendirmesi, arkasından ışık vererek aydınlatmak (transillüminasyon), ayırıcı anestezi testi, radyografi, dental ya da periodontal sond ile muayene ile teşhis ve tanılama yapılabilir. Doğru bir ayırıcı tanı yapabilmek için dikkatlice klinik muayene yapılması ve detaylı olarak bir anamnez alınmalıdır. Diş hekimlerinin teşhis ve tanıdan sonra uygun tedavi planlaması yapması, koruyucu önerilerde bulunmaları gereklidir. Dentin hassasiyetinin tedavisinde diş tedavisinin de yapılması gereklidir.
Ağız ortamında karşılaşılan ağrı durumlarının çoğu dentin hassasiyetini taklit eden semptomlar gösterebilirler. Bu durumda çatlak dişler, kesik dişler, tüberkül kırıkları, çürük ve kenar uyumsuzluğu ya da sızıntısı gibi dentinin açığa çıktığı ve hassasiyete neden olan benzer semptomlarla ayırt edici tanının doğru konabilmesi çok önemlidir. Ayırıcı tanının yapılmasının en zor olduğu durum “Çatlak Diş Sendromu” olarak belirtilmiştir.
Dentin hassasiyetinin tedavisinde kullanılan diğer güncel metotlar ise, nano hidroksiapatit, Portland siman, biyocam, lazer, kazein fosfopeptit uygulanmasıdır.
Bu hassasiyete sahip hastalar hekime diş fırçalama gibi dış fiziksel uyaranlar, sıcak-soğuk yiyecek içecek alımı gibi termal uyaranlar, ekşi, şekerli yiyecek içecek alımı gibi osmatik uyaranlara etkilere tepki olarak aniden ortaya çıkan keskin, rahatsız edici, kısa süreli ağrılar sebebiyle başvururlar. Dentin hassasiyetini ölçmek kolay değildir. Diş hekimi hastanın hikayesine inanmak zorundadır. Uygun tedavi planlaması ve uygulaması yapılmalıdır.