Diş kökleri kemik, ağız ve diş sağlığı bakımından büyük öneme sahiptir. Patolojik rezorpsiyon kendi kendine oluşan bir vaka değildir. Hasta bir şikayet belirtmediği halde, klinik bir bulguya rastlanmaması halinde bile diş köklerinin sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Travma, ortodontik tedavi, kök kanal enfeksiyonları, diş eti hastalıkları gibi nedenlerle diş köklerinde erimelere neden olabilir. Ayrıca yaş, cins, genetik faktörler de bu konuda etkili olabilir. Ortodontik tedavi yapılmışsa, tedavi süresi sırasında dişe uygulanan kuvvetin miktarı da etkilidir. Bunların dışında astım, alerji, kronik alkol bağımlılığı ve dişlerin sıralanış ve dizilişindeki şiddetli bozukluklar da kök rezorpsiyonlarının nedenleri arasındadır. Rezorpsiyonlar, esas olarak iç ve dış olarak değerlendirilir ve genellikle tedavi gerektiren durumlardır. Diş kökleri kemik, ağız ve diş sağlığı bakımından büyük öneme sahiptir. Patolojik rezorpsiyon kendi kendine oluşan bir vaka değildir. Hasta bir şikayet belirtmediği halde, klinik bir bulguya rastlanmaması halinde bile diş köklerinin sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Travma, ortodontik tedavi, kök kanal enfeksiyonları, diş eti hastalıkları gibi nedenlerle diş köklerinde erimelere neden olabilir. Ayrıca yaş, cins, genetik faktörler de bu konuda etkili olabilir. Ortodontik tedavi yapılmışsa, tedavi süresi sırasında dişe uygulanan kuvvetin miktarı da etkilidir. Bunların dışında astım, alerji, kronik alkol bağımlılığı ve dişlerin sıralanış ve dizilişindeki şiddetli bozukluklar da kök rezorpsiyonlarının nedenleri arasındadır. Rezorpsiyonlar, esas olarak iç ve dış olarak değerlendirilir ve genellikle tedavi gerektiren durumlardır.
Diş kökü erimesi vücudun türlü nedenlerden ötürü dişlerin köklerini tüketmeye başlamasıdır. Bu süreç süt dişleri için normal bir durumdur. Fakat daimi dişlerde oluşması durumunda dişlerin sağlığı açısından bir sorun var demektir. İnsan vücudundaki belirli hücreler ağız ve diş içerisindeki kemiklere, diş aralarına mesaj gönderir ve diş ve kemik yapısının parçalanması gerektiğini bildirir. Fizyolojik diş kökü erimesinde vücudumuz, yeni gelen daimi dişler ile sür dişler arasındaki dokulara mesaj gönderir. Süt dişlerin kökünün erimesini başlatır. Diş kökü eriyen süt dişler ise zamanı geldiğinde kendiliğinden düşerler. Düşen süt dişlerinin yerini daimi dişler alır. Bu sürece de “normal diş kökü erimesi” denir.
Rezorpsiyonlar, esas olarak iç ve dış olarak değerlendirilir ve genellikle tedavi gerektiren durumlardır.
İç kök rezorpsiyonları, genel olarak hastada bir yakınmaya neden olmaz. Ancak radyolojik değerlendirmede tespit edilir. Tedaviye olumlu cevap verme oranı yüksektir.
Dış kök rezorpsiyonlarına iltihabın eşlik ettiği durumlarda diş kökünde ciddi oranda hasar oluşur ve dişin kaybı gerçekleşir. Ağız ve diş sağlığı için yalnızca şişlik, ağrı gibi şikayetlerin olduğu durumlarda diş hekimine gidildiğinde, kök rezorpsiyonu gibi semptom vermeden oluşan ve ilerleyen hastalıklar yüzünden diş kayıpları olabilir. Durumu özetlersek;
Kök rezorpsiyonlarının lokalizasyonlarına göre ikiye ayrılır:
1) İnternal (iç) kök rezorpsiyonu
2) Eksternal (dış) kök rezorpsiyonu
Eksternal kök rezorpsiyonu da
a)Histopatolojisine göre
Diş kökü erime tedavisine ilk olarak diş hekimleri, ağız ve diş muayenesini gerçekleştirmekle başlarlar. Dişlerin röntgeni çekilir, ağız ve diş sorunu tespit edilir ve tedavi yöntemine karar verilerek planlama yapılır. Yapılan tedaviler diş kökünün erimesini önlemezse ve diş kökleri erime sonucunda kısalmaya başlarsa başka tedavi yöntemlerinin uygulanmasına geçilir.
Diş kökü erimesinin bilinen kesin tek bir sebebi yoktur. Bu yüzden tedavisi için de kesin bir yöntem yoktur. Diş kökü erimesini tedavi etmekten çok bu durumu önlemeye çalışılmalıdır. Ağız ve diş sağlığına azami özen göstermek, gerekli hijyen ve bakımı sağlamak, diş ipi ya da gargara kullanarak önlem alınabilir. Ayrıca ağız ve diş sağlığı koruma yolunda önlem amaçlı yılda en az iki kere diş hekimine muayene olmak gerekir.